Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

2 Ağustos 2012 Perşembe

herşeyi geride bırakıp bilecike yerleşmek

8/02/2012 11:13:00 ÖS Posted by mistrafantastic 1 comment


konyalıydı ve herkes teravih kılıyordu.

rügarsız havada içilen çay harareti almak şöyle dursun, daha da hararetlendirir insanı. gereksiz yere heyecanlanır, daha da gereksiz yere hayaller kurarsın. kurduğun hayalleri gerçekleştirme gücün yoksa gülerler insanlar. yoksa seyyar satıcının plaza hayali bu kadar dalga konusu olmazdı. her hayalinin güzel olduğuna inanmak, siyasilere özgü bir kişilik bozukluğudur.

herşey geride bırakılmaz. başkalarının alışkanlıklarına ses etmeyecekleri yerlere gitmek istersin. problemlerini de beraberinde taşırsın, hiç bir şey değişmez. alışmadığın tepkiler, önyargılarını besler. trinidad&tobago'ya yerleşsen bile, yüzüne gülenin arkandan seni çekiştirdiğini düşünmek sana ait bir kalitesizliktir çünkü. kutuplardaki o ışıklı gökyüzü manyetizmanın eseridir, ama her yerde bunu söyleyemezsin. insanlar bilmediklerine bağlanıp, bildiklerine bahane üretirler.

herşeyi geride bırakmak, uzaklaşıp gitmek bir yerlere bağlı olmayan, ritimsiz insanlara mahsus bir şıklıktır. onların üzerinde güzel durur. durmadıkları için bırakıp giderler, gidecekleri günü düşünüp köşelerinde hülyalı bakmazlar. sen çaycının seni tanıdğı için şekersiz getirdiği çayın üzerine düşünmezsin. bunun üzerine düşünsen bile cebindeki para seni azami babanın evine götürür. başladığı yere geri dönmek sadece bumerangların cv'lerine gururla yazdığı bir şeydir.

sokaktan birini çevirip, "bayım, siz çok iyi bir insansınız." diyeceğim. dayak yemezsem haber ederim. ben alıştım sessizce kayıp giden insanlara. mideme taş oturtanlara müteşekkirim, azla yetinmeyi öğrettiler. bir başkası hayatı boyunca iyi olduğunu söyleyecek birini bekleyecek, kafası yukarda gezecek. bu hayal bana özgü bir iyimserliktir.
 
konyalıydı ve herkes teravih kııyordu.