Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

22 Aralık 2010 Çarşamba

sosyal mecralarda başarının sırları

12/22/2010 04:50:00 ÖS Posted by mistrafantastic 2 comments

yazıyı ihl sözlük üzerinden okumak isteyenler için: (sosyal mecralarda başarının sırları)

öncelikle sosyal mecradan kast edilen, twitter, friendfeed, blog, sözlük gibi ortamlar. ya manyak mısın, bir de bunlarla mı uğraşacağım ben, zaten kendim çok cool bir insanım, internete de boş vaktimde takılıyorum diyenler için yazının devamı oldukça gereksiz.

kullanmıyorsanız bile google chrome kurun. hız için önemli.

öncelikle, yer imlerinizi güzelleştirmeniz gerek. burası sizin yönetim paneliniz, gündem takip aracınız, tabir-i caizse gücünüzün kaynağı.

başlangıç için önerdiklerim: ekşi sözlük, twitter, bloxxo, hafif.org, milliyet.com, hürriyet.com, (opsiyonel) bir tane adam gibi haber sitesi, deviantart, tumblr, beş-altı yazarın yazdığı bir blog, vikipedi, fizy,youtube, vimeo. yer imleri şimdilik bu kadar. ama siz klasörler halinde bunları düzenleyin.

***********

öncelikli olarak size bir sözlük hesabı alıyoruz. düzgün bir nick seçimi önemli. sözlük formatı filan bilmeniz önemli değil. eğer başarı istiyorsanız, biraz okumanız gerek, sözlük formatını öğrenirsiniz. şimdi ekşi sözlükü açıyoruz. az da olsa entelektüel bir çizgi yakalamak istiyoruz; immanuel tolstoyevski, aethewulf(doğru mu yazdım bilemedim), drkosmos ve bunların refere ettiği yazarların en beğenilenlerini ve başucu eserlerini okuyoruz. şimdi az çok çizgimiz ve yazım şeklimiz hakkımızda bir fikir sahibi olduk. burada önemli nokta bu yazarların hayat görüşünü paylaşmak değil, yazım şekillerini, üsluplarını gözlemek. sözlüklere takılmanın en önemli avantajı, altı çizilecek noktaların zaten birileri tarafından çizilip sizin önünüze gelmesidir. trendlerden haberden olmak, popüler olandan tiksinmek, ideolojinin vardığı noktalardan haberden olmak için sözlük okuması iyi bir başlangıçtır.

***********

yazım konuları için; şairleri ve aydınları takip edin, ikinci el kitapçılarda takılın. bu sayede maliyeti fazla yukarı çekmemiş olursunuz. ayda ya da iki ayda bir sinemaya gitmeye gayret edin. sevdiğiniz insanları/takip ettiğiniz yazarları koruyun ve onları yakından tanıyın. (reel hayattakileri kastediyorum.) karmayı takmayın. bilmediğiniz ya da az bildiğiniz konularda yazmayın.

şimdi şu entryi de okuyoruz ve sözlük ortamında tanınan bir insan haline geliyoruz: [link] başlığa takılmayın.

***********

sıradaki hamlemiz twitter. öncelikle, sözlükte kullandığınız nicki seçerseniz follower sayınız açısından faideli olacaktır. öncelikle buradaki başarı için nebuch nickli ekşi sözlük yazarının yönergelerini takip etmeniz taraftarıyım. burada yer imlernizin önemi gün yüzüne çıkmaya başlıyor. sevdiğiniz bloglardan, takip ettiğiniz sitelerden alıntılar yapın, link paylaşın. üst seviye ve uzun yazıları okumaya gayret edin. twitter avatrınız için, sevdiğiniz bir filmdeki aktörün/aktrisin karakelem ya da siyah beyaz olan, ama fazla kullanılmayan bir kaç resmini bulun, bunları değişmeli kullanın. çok fazla resim değiştirmeyin. bio kısmına, alakasız ama espri içeren bir yazı yazın. siyasete dozunda yer verin. buraya fazla takılıp, sözlük ve blogu ihmal etmeyin.

***********

şimdi sıra geldi genel okumalara ve kültür-sanat faaliyeti açısından ne yapacağınıza. öncelikle kült filmleri ve yapımları ne kadar eski olursa olsun izleyin, ekşi sözlükten başlıklarını takip edin. yabancı ya da türk farketmez, çok tanınmayan ama kaliteli olan gruplar var. bunları dinleyin. ekşi sözlükten refere ettiğim isimlerin yazıları sizlere bu konuda bir kaç fikir sunacaktır. başlangıç olarak one flew over cuckoo's nest, yüzüklerin efendisi serisi, fight club, üç renk üçlemesi, dabid lynch ve taratino filmlerini, preisnier'in albümlerini tavsiye ediyorum. bu arada internette kendini belli eden kaliteli bloglar var, buraları da okumalarınıza dahil edin, film tavsiyelerini dikkate alın.

***********

şimdi sıra geldi blog meselesine. öncelikle tavsiyem blogger kullanmanız yönünde. bunun için halihazırda bir gmail hesabınız yoksa alın. sonra btemplates.com dan güzel bir tema seçip yükleyin. daha sonra twitter aracı ekleyin bu bloga. tercihen sağ panele kült isimlerin resimlerini ekleyin. takip ettiğiniz blogları gösteren bir araç da faydalı olacaktır. daha sözlükten yazılarınızın bir kısmını buraya aktarın. tanınan bloggerların yazım stillerine dikkat edin. film, müzik, blog, kitap tavsiye edin. bunların halihazırda meşgul olduğunuz şeyler olmasına gerek yok, önceden okuduğunuz kitaplar ya da izlediğiniz filmler olabilir. ekşi sözlükten film hakkındaki yorumlara bakın, deviantarttan güzel bir resim koyun blogunuza. ortalamanın üstündeki blogları izleyin. onların da bir kısmı sizi izlemeye başlayacaktır. burada önemli olan nokta, her blogta yayınlanan yazıları okumanız gerekmediği. sadece denk geldiğinizde okuyun, sadece takip ettiğiniz gözüksün. twitter adresinizde blogunuzda yazdığınız yazıların linklerini paylaşın. blogunuzun adresini web sitesi kısmına ekleyin twitterda. blogunuz sizin vitrininiz unutmayın.

***********

belki de en önemli nokta, bunların sizin hayatınızda ne kadar yer kaplayacağına sizin karar vermeniz. çünkü ne kadar emek verirseniz o kadar başarılı olursunuz ve tanınırsınız. internete ayıracağınız zamanın sosyal hayatınıza ayıracağınız zamandan yediğini unutmayın. ama halihazırda zaten yalnız bir insansanız bunların çok da bir önemi yok. bu yazıda söylenenler sadece bir öneridir, unutmayın. internet ve sosyal hayatı dengede tuttuğunuz zaman bu yazıda anlatılanların sizin kişisel gelişiminize bir katkı sağlayacağına inanıyorum.

sağlıcakla kalın. 

17 Aralık 2010 Cuma

kanserli hücre

12/17/2010 01:07:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic No comments
ebuzer'in ölüm anını
içten ve büyük bir depremle beklediğimi 
bilmeyenler, bilenlere anlatsın.


evet, bekliyordum; 
ama sallanan ruhu çamurdan evine 
günlerce tutundu 
-haftalarca ve usandırıcı aylar boyunca- 
kimileri hayat da der.


evet, bekliyordum; 
yangın dönemiydi,  
onu suyla inkar etmezseniz. 


evet, bekliyordum; 
ta ki acı duyan 
çelikten sinirlerim 
zihnimi ele geçirene kadar;
yaşamının aktığı koridorlarda.


evet, bekliyordum; 
gölgelerin yerine ulanan bedenler gibi 
günlere ve saatlere ve acı anlara 
bir şeytanın kalbiyle lanet okuyana dek.


- aziz dostuma: inna lillah ve inna ileyhi raciun.

16 Aralık 2010 Perşembe

olur öyle/ölür öyle.

12/16/2010 12:13:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic No comments
olur öyle,
kedimin çatlak duvarlı yalnızlıkları
kolumdan sızan çamurlu sular
ortalık yerde cam yansıması gibi
belediyenin unuttuğu sokakta insan birikintileri.

yalpalayan gelecek
artık, ve ya, yada, sana,
borsadaki kağıtların yerine
her boşluğu kullanılmış müsveddeler
ifadesiz duruş
yumruk atılası bir naiflik
ayıkken hep çok sahici olan
cinayet, cinnet, cehennet...

insanların ekildiği tarlayı çevreleyen
dikenli teller,
kanayan eller ve tuz
tanrım yoksa sayılmıyor mu benim hayatım
diken üstünde saatli bir bomba?

çok bilinenin mutsuzluğunda
hepsi bir ya sonunda,
kim bilir güzel bir gün
ölür öyle.

15 Aralık 2010 Çarşamba

tanrısal bir sessizlik

12/15/2010 01:05:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic No comments
şimdi bana 60 saniye ve yukarıya açılmış eller gerek.

upuzun bir nota sonuna kadar gitmektir. sonuna kadar gitmek geride bir şeyler bırakmayı göze almaktır. göze almak katlanabileceğini sanmaktır. sanmak yanılma ihtimalini unutmaktır. unutmak güzel bir hayaldir. hayaller gerçeklerin yansımasıdır. yansıma kabullenmekte zorlanmaktır. zorlanmak içinden bir şeyleri kopartır. koparmak çekip almaktır. almak sahiplik iddiasıdır. sahiplik sadece uzun süren kira dönemidir. dönem sabit bir çizgidir. her çizgi binlerce noktadan oluşur. her nokta bir "es"tir. her "es" upuzun bir notanın ardından gelir.

insan hayatı upuzun bir bir notadır. ölüm sondaki estir. böylece çevrim tamamlanır.

p.s: bu yazı selman bayer'e ithaf edilmiştir.

14 Aralık 2010 Salı

Aslyum

12/14/2010 12:53:00 ÖÖ Posted by mistrafantastic No comments
 hayatı evlerinin pencerelerinden, güven içinde seyredenlerin kendini özgür zannettikleri bir dünya. gerçek özgürler dışarıdakiler, ama onlar da içeri girmek istiyorlar. ama hayır, araf filan yok. ya içersindesin bu çevrimin, ya da dışında olacaksın.

zorunlu hümanizmden muzdarip insanlar var. içlerindeki kini tutup ışıl ışıl gülümsüyorlar kameralara. işleyen çarklara dahil olmak istiyorlar, çarka dahil olmanın onları öğüteceğinin farkında olmadan. çünkü çarka sonradan dahil olunmaz, ya en başından sistemin bir parçasısındır, ya da değilsindir bu kadar basit. o yüzden kolaya kaçıp kendini bir yere yamayacağına, bir şeyler yap.

besleme noktaları belli değil hayatın. bir bebek emekleyerek tutunmak istiyor hayata, bir başkası her şeyini maça as'sına bağlamış. kimi zaman sızıntı vardır, bulana kadar çatlarsın, bulduğunda senin onarabileceğinden daha büyük olur.

bense camın arkasından haykıran insanlar görüyorum, imdat çığlıklarını duyuyorum, dehşetle açılan gözlerin bana çevrilmesinden hoşlanıyorum. ben yangını izlemeyi seviyorum. odunların çatırdamasını, camların buğulanmasını, siyah bir dumanın yükselmesini, en sonunda camların patlamasını...


Disturbed - Stupify

12 Aralık 2010 Pazar

En Bi' Güzel Bloglar

12/12/2010 05:46:00 ÖS Posted by mistrafantastic No comments

ilk defa adam gibi bir blog yazısı yazmaya çalışacağım. hani şu direk karşıdakine hitap edenlerden. takip ettiğim, okuduğum bloglardan bazılarını buraya aktarayım da millet faydalansın, hem de hayır(bkz: internette hayır işlemek) yapmış olalım babından.





kelime deposu: blogun sahibi olan şahs-ı muhteremi tanıyorum, kafasına göre takılan biri. blogu da biraz öyle. ilginç metinler ve videolar koymuş sağdan soldan. tek eksiği wordpress olması. 

muntazam klavye delikanlısı - melogaman: twitterdaki melogaman'ın blogu. güzel film tavsiyeleri ve anektodlar mevcut. bir de kısa filmi var: http://www.vimeo.com/5020181

onur umuttan müstehzi münzevi : kendi kaleminden güzel yazılar şiirler alıntılar ve dahi müzikler bulabileceğiniz, the smiths fon müziğine sahip blog. twitter adresi için: onur umut

litost : turgay bakırtaş ve ali hakan kaya'dan denemeler ve gündeme ilişkin güzel yazılar. sayfa tasarımı özellikle güzel.

ubormetenga.org: üyelik sistemiyle gelen yazarların yazılarının denetimden geçirilip eklendiği ve kalbur üstü yazıların bulunduğu bir site. deneme-öykü okumak için birebir.

nebuch.tumblr.com: ekşi sözlük yazarı da olan nebuch'un video blog adresi. biraz daha sık güncellese dadından yinmez hattı zatında.

mülteci'den göçmen bürosu: mehmet mültecinin çok sık yazmadığı yazılarının birkaçını koyduğu site. vardır bu adamın yastık altında bir sürü yazısı ama ortaya çıkarmıyor nedense.

herbokubilenadam : sevei de sevmeyeni de çok. ama bence iyidir, güzeldir.

hafif.org : artık efsane oldu burası da. tüm yazılar sekmesinde de güzel yazılar mevcut. ön sayfa yazıları bir süre sonra kabak tadı vermeye başlıyor.

deprofundis : harika şiirler ve araya serpiştirilmiş güzel hikayelerin bulunduğu blog. güncelleme hızı da oldukça tatminkar olunca tadından yenmiyor haliyle.

orta dünya sakini : burası için çok konuşmaya gerek yok. takip edilmesine...

bu listeye özellikle eklemediğim bir çok site var. kimini çok bilindiğinden, kimini ise en son güncellenme tarihinden dolayı eklemedim. bir ikincisi gelecektir mutlaka şimdlik bu kadarı yeter diye düşünüyorum.

(c) bu yazının hakları saklı değildir. sağdasolda bir paragrafından fazlası araklanabilir. link verilerek kullanılırsa daha bi'güzel olur, hayat bayram olur. bir de video koyalım: