Ægroto dum anima est, spes est. (Erasmus, Adages, 2.4.12)

15 Mart 2010 Pazartesi

duvarın tepkisi

3/15/2010 08:40:00 ÖS Posted by mistrafantastic , No comments
uğraşıp yazdığınız iki satır yazıdan sonra, okunmamak, okunupda tepki alamamak, eleştirri alamamak koyuyor adama. illa dilin sivrileşmesi mi gerekiyor okunmak için? onu da yaptığınızda terbiyesiz oluyorsunuz kurtuluşunuz yok hiçbir türlü. uzun incelemeler, açıklayıcı olduğu için mecburen uzun tutulan yazılar, hikaye denemeleri ve kısa masallar güme gidiyor hep.

polemik meselesi olan sığ bir konuya birbirinden farksız 50 tane entry girilirken, belli yazarların başlıklarına sadece belli adamların yazması, alnıma çizgiler ekliyor hep. %40'ından fazlasının oy kullanmadığı bu ülkede, yazara değer verilmiyor asla, elleri kalem tutanlar siyasi görüşlerinden dolayı topa tutuluyor, şahsa yapılan hakeretler alkış yağmuruna tutuluyor. bu ülkede gerilimden bahsettiğinizde iş yapıyorsunuz anca, şahsa saldırdığınızda ya da magazin konusu olduğunuzda, yapılan iyi bir işe karşı durduğunuzda adam(!) oluyorsunuz. yazık.

tarihinizi, kültürünüzü, dininizi inkar ettiğiniz zaman yazar oluyorsunuz, köşenizi sağlamlaştırıyorsunuz. duvara konuştuğunuzda bile sesiniz yankılanıyor bir tepki alıyorsunuz. ama siz; size saldıran yılana bile ses çıkarmıyorsunuz, sesini çıkaranın da arkasında durmuyorsunuz. eleştiren insanı edebiyat yapıyor, protest kişilik bu diye sallamıyor üçüncü satırlarından sonra okumuyorsunuz. sonra bizim yazarlarımız neden güzel yazamıyor diye hayıflan. kendi ülkesinde bile kitabı yeterince ilgi görmeyen yazar neden dışarı açılsın? size ucuz aşk romanları, şiir yazmayıp şiir üzerine konuşan adamlar, alıntı entellektüelleri lazım.
vıcık vıcık magazin kokan gazetelere bir haftada vereceği parayla kaçınız dergi-kitap alıyorsunuz? belli bir konuya odaklanmış dergileri alıyorsunuz? hiç bir işe yaramayan gazetelere, saçma sapan dergilere verilen paralar kitap basmaya harcansaydı, can çekişen kitabevleri yerine dünyaya açılan yazarlarımız olurdu. kitap ekleri ayda bir değil, haftada bir çıkardı.

ama yok bizim halkımıza takiyye lazım, gösteri lazım, yafta lazım, polemik lazım. kitap aldığı zaman topa tutan anne, baba, arkadaşlara sahip olduğumuz sürece çok şey beklemiyorum bu ülkeden. daha sonra filanca dergi-gazete neden kapandı, falanca yazar neden yazmıyor yazık oldu muhabbeti çevirip popülistlik yapanlar, ölen şairlerin ardından bir şiirini bile okumadan methiye düzenler.

hiç sorgulamıyoruz.
sözlüklerde, gazetelerde, dergilerde uzun yazı yazanlar neden köşelerine çekilip az yazıyorlar artık?

sebep tepkisizlik, eleştiri eksikliği ve kadir-kıymetin öldükten sonra anlaşılması. aynı konuya yapılan yorumların okunmaması, sadece yazmaya odaklanılması, yazıya değil, yazana bakılması. şu yazıyı buraya kadar okuyanlara, eleştirenlere, tepki gösterenlere teşşekkür ediyorum. 

0 yorum:

Yorum Gönder